BAŞLARKEN........
Bir olgunun tam
olarak anlaşılabilmesi için, o olgunun
kavramsallaştırılması gerekir. Yapılan tüm
çalışmalarda atılan ilk adım kavramsal
çerçevenin oluşturulmasıdır. Biz
de "beyin göçünden
beyin gücüne" yaklaşımımızda yola
çıkarken, beyin göçünü beyin gücüne
dönüştürebilmek için
öncelikle beyin göçünün
ne olduğunu düşündük. Yanıtı
bulmak o kadar kolay değildi. Daha doğrusu tek bir yanıt
bulmak olanaklı değildi. Bu durum, sosyal bilimlerin doğası
dikkate alındığında aslında çok da
şaşırtıcı değil. İnsan ve topluma
ilişkin bir olguya yine insan ama farklı pencerelerden
bakan insanların yaklaşması elbette farklı
tanımların ortaya çıkmasına
yol açmakta.
Beyin göçü
üzerine ilişkin uluslar arası literatür
incelendiğinde, araştırmacıların beyin
göçünü anlatmak için şu tanımları
kullandıklarını görüyoruz.
Yüksek Nitelikli
Kişilerin Akışkanlığı (Mobility of
highly skilled persons): Bu anlamda beyin göçü,
ilk ve orta öğretimini (12 yıl) tamamladıktan
sonra en az 4 yıl daha eğitim görmüş, yüksek
eğitimli kişilerin (üçüncü derece)
göç hareketini anlatmak için kullanılan bir
kavramdır. Buradaki akışkanlık-mobilite,
tekrarlanan ya da kalıcı uluslar arası hareketin her
şeklini ifade etmektedir.
Beyin Göçü-Emişi
(Brain Drain) : Yüksek derecede eğitimli kişilerin
kalıcı ya da uzun süreli olarak dış ülkelere
gidişinin çok fazla olduğu ve bu gidişin ülkeye
döviz, teknoloji, yatırım ya da ticaret transferi
şeklinde aktarılamadığı için
dengelenemediği, bir başka deyişle kök ülke
açısından net bir kaybın söz konusu olduğu
durumu anlatmak için kullanılmaktadır. Bu kavram
özellikle, gelişmekte olan ülkelerin insan gücünün
gelişmiş ülkelere transferi çerçevesinde,
söz konusu insan gücüne yapılan eğitim
yatırımının yeniden karşılanamaması
nedeniyle oluşan insan gücü ve dolayısıyla
ekonomik büyüme kaybının altını çizmek
için kullanılmaktadır.
Optimal Beyin Göçü
(Optimal Brain Drain): Bazı ekonomistler, gelişmekte
olan ülkelerin beyin göçünden belli bir oranda
yararlanabileceklerini ifade etmektedirler (ne çok ne az).
Yüksek ücret ve yaşam şartlarında yurt
dışında çalışma olanağı,
gelişmekte olan ülkelerin vatandaşları üzerinde
eğitimi devam ettirme yönünde bir güdü
sağlayacağını ve bunun yurt-içi eğitim
düzeyi ve ekonomik büyümeyi arttıracağı
savunulmaktadır. Ancak, bu eğitimin gelecekte bir gün
yurt dışına gidebilmek amacıyla yapılması,
uzun vadede yine net bir kaybın olacağına işaret
etmektedir.
Beyin Çöplüğü
(Brain Waste): Bu kavram gelişmekte olan ülkelerin,
işgücü piyasasının işgücünü
tam olarak istihdam edemediği durumda, oluşan beyin
fazlalığını anlatmak için
kullanılmaktadır. Bu durumda, bir beyin çöplüğü
oluşacak ve bunların içinden bazı beyinlerin
göçmesinin yaratacağı olumsuz ekonomik etkinin
az olacağı savunulmaktadır. Burada kaçırılan
önemli bir nokta, gelişmekte olan ülkeler için
bazı mesleklerde bir çöplük olurken bazı
mesleklerde ise kuraklığın yaşandığıdır.
Burada ülkenin gereksinimlerine uygun planlanmış bir
eğitim sisteminin olmayışı temel etmendir.
Beyin Dolaşımı
(Brain Circulation): Beyin gücünün kök ülkeye
dönmesi ya da kısa süreler ile yurt dışına
gidip gelmesi anlamında çift yönlü bir
hareketliliği anlatmak için kullanılmaktadır.
Bu insan gücünün dışarıda sağlayacağı
verimliliği kök ülkeye aktarması anlamında
ülkenin verimlilik kaynaklarının artacağına
işaret edilmektedir.
Beyin Değişimi
(Brain Exchange): Kök ülkenin bir ya da daha fazla ülke
ile beyin gücünü değiştirmesi anlamında
kullanılmaktadır. Bu durum ancak, ülkenin kaybettiği
nitelikli kişi sayısı ile dışarıdan
gelen eşit düzeyde nitelikli kişi akımlarının
dengelenmesi durumunda söz konusudur.
Beyin Küreselleşmesi
( Brain Globalisation): Bu kavram, çok uluslu şirketlerin
ve küreselleşme güçlerinin, yüksek
nitelikli insan gücüne gereksinim duyması sonucu bu
kişilerin uluslar arası finans ve ticaret akımlarına
entegre olması ve bu güçlerle birlikte dünyayı
dolaşması anlamında kullanılmaktadır.
Beyin İhracı
(Brain Export): Gelişmekte olan ülkelerin eğitimli
ve yüksek nitelikli insan gücünün ikili
anlaşmalarla isteyerek, yurt dışına göndermeleri
anlamında kullanılan bir kavramdır. Burada izlenen
strateji, dışarı gönderilen insan gücünün
deneyim kazanarak ülkeye dönmesi ya da orada kazanılan
gelir, teknoloji bilgisinin kök ülkeye transfer
edilmesidir.
Gizli Beyin Göçü
(Hidden Brain Drain): Kendi ülkelerinde fakat bir yabancı
şirket çalışan kişilerin durumunu anlatmak
için kullanılmaktadır.
Beyin Kazanımı
(Brain Gain): Göç veren ülke bağlamında
oluşan net kaybın genellikle göç alan ülke
için insan sermayesinin değerinde oluşan yükselmeyi
anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Bu kavram
gelişmiş ülkelerin durumunu karakterize etmek için
kullanılmaktadır. Bu anlamda ABD nitelikli işgücü
göçü içerisinde, göç alan
ülkelerin başında geldiği için mevcut
durumu ile temel kazanım ülkesi olmaktadır. Bununla
beraber, günümüzde artan iletişim ağları
ve yapısal politikalar sonucu, beyin kazanımı,
kaybeden konumundaki gelişmekte olan ülkelerin lehine de
dönüştürülebilme potansiyelini içinde
taşımaktadır.
Tüm bu tanımlar,
olguya oldukça farklı açılardan yaklaşan
araştırmacıların ortaya koyduğu ve beyin
göçüne ilişkin farklı unsurlara işaret
etmektedir. Bu kavramsal kargaşa bile beyin göçü
olgusunun bir çok boyutunun olduğunun ve tüm
boyutların ortaya konulması ile birlikte bütüncül
bir tanıma ulaşabileceğimizi bize göstermektedir.
Bu boyutların ortaya konulması ise daha sonraki
yazılarımız konusu.
NOT: Kavramsal tanımların ayrıntıları için
bkz. Lowell L. ve Findlay,A (2002)., Migration of Highly
Skilled Persons from Developing Countries: Impact and Policy
Responses ", Synthesis Report, International Migration
Papers 44, ILO, Geneva.