|
|
|
|
Köşe Yazıları |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
www.beyingocu.com |
|
|
Türkiye, aslında yer altı zenginlikleri, coğrafi konumu ve insan gücü itibarı ile şanslı bir ülkedir. Ancak iyi idare edilemediği için bu şansını iyi kullanamamaktadır. Çok genç nüfusu nedeniyle, birçok ülkeye göre uzak erimli politikalar üretmek ve bu politikalara göre planlama yapmak zorunluluğu vardır. Türkiye, bu genç nüfusu iyi eğitemez ve doğru yönlendirilmezse, sosyal, ekonomik ve kültürel birçok sorunu yaşaması kaçınılmazdır. Yurt dışında veya yurt içinde okuttuğu veya eğiterek beceri kazandırdığı genç beyin ve yetenekleri doğru yerde ve zamanda değerlendirmek zorundadır.
Şimdiye kadar birçok yetişmiş insan aradığı koşulları bulamadığı için Türkiye'de kalmamıştır. Beyin gücünü, ona daha iyi koşullar sunan ve bir yerde bu tür yetişmiş beyinleri ülkesine alarak gücüne güç katmayı politika haline getiren gelişmiş ülkelere göçerek kullanmaktadır. Nitekim yetişmiş birçok genç, Türkiye'deki olanaksızlıklar yüzünden gelecekle ilgili hayallerini bu ülkelerle ilgili kurmaktadır. Çoğu zaman yurt dışındaki bu gençler, çalıştıkları ülkenin koşullarını tamamen benimseyerek hiç dönmemektedirler. Bu durumun sağlıklı istatistiksel verileri olmamakla birlikte,tahminlerimiz göçteki bu gücün çok büyük olduğu doğrultusundadır.
Amacımız, "Dağ Keçisi" gibi tüm dünyaya serpilmiş bu güçleri, önce sanal ortamda buluşturmak ve arkasından yaratılacak güzelliklerle, Türkiye'nin yeni yüzyılda hak ettiği yerin alınmasında katkılarını koymalarına olanak yaratmaktır. Yurt dışındaki insanlar daha çok para veya siyasi güç kaynağı olarak görülmüşlerdir. Çoğunlukla onlara sorulmadan planlanmış proje veya olaylara katılmışlardır. "Dağ keçisi" ortamında tamamen farklılıkların olmasını istiyoruz. Fikir ve düşüncelerimizi özgürce ifade ederek ve gerekirse tartışarak paylaşmak istiyoruz.
Beyin göçünü beyin gücüne dönüştürmeyi amaçlayan "Dağ Keçisi" projesi kim bilir, şimdiye kadar hiç düşünülmemiş ne güzellikler yaratılacaktır...Yapacağımız katkıyı küçüklüğü veya büyüklüğünü düşünmeden yapmalıyız. Zamanla, bir göle atılan bir taşın oluşturduğu bir dalga gibi en ücra köşelere ulaşacaktır.
Ben umut ve merakla bekliyorum...
Diğer yandan örnek alınması gereken olaylar da vardır:
Yaklaşık 35 yıl önce Almanya'ya işçi olarak giden Dursun Ali İNAN, orada gördüğü alabalık üretim tesislerini, iklimi ve doğası benzer olan memleketi Uzungöl'de kurmaya karar verir. Başlangıçta çevresinden hiç destek görmediği gibi kendisi ile hep alay edilmiştir. Dereleri alabalıkla dolu olan Uzungöl'de bu işi yapmanın delilik olduğunu, Almanya'da kazandığı birkaç kuruşuna yazık olacağı söylenerek adeta köstek olunmuştur. İlk olarak Atıl durumdaki küçük arazi parçasında gelişigüzel yapılmış bir havuz ve bir kulübe ile işe başladı. Buradan kazandığı parayı ve tüm zamanını bu işe yatırarak tesisini endüstriyel boyuta ulaştırmıştır. Birçok insana iş olanağı yaratmıştır. Birçok kişiye örnek olmuştur. En önemlisi Doğa harikası Uzungöl'ün fark edilmesine neden olmuştur. Öyle ki; Türkiye'nin tanıtımı için hazırlanan tüm turizm dergilerinde, televizyon programlarının jeneriklerinde Uzungöl'ü görürsünüz. Geçen yaz Beldenin belediye başkanının da oldu bir sohbette, beldenin girişine Dursun Ali İNAN'ın, Uzungöl'e katkılarından ötürü heykelinin dikileceği konuşuluyordu.
Ne güzel değil mi? Yazarın diğer yazıları
|
|